İngilizce’de Can Nerede Kullanılır?
Can nerede kullanılır? İngilizce’de can nedir? Bu konu anlatımı rehberinde anlamanıza yardımcı olmaya çalışacağız. Can, İngilizce’de bir şeyi yapma yeteneği, olasılık, izin verme veya bir istekte bulunma gibi durumları ifade etmek için kullanılan bir yardımcı fiildir. Bağlamına bağlı olarak bir cümlenin anlamını değiştirebilen çok yönlü bir kelimedir.
Yetenek: “Can”, genellikle birinin bir şeyi yapma yeteneğini göstermek için kullanılır.
Örneğin: “She can speak three languages fluently.”
(O üç dilde akıcı bir şekilde konuşabilir.)
Olasılık: Bir şeyin olma potansiyelini ifade etmek için kullanılır.
Örneğin: “It can rain later this evening.”
(Bu akşam ilerleyen saatlerde yağmur yağabilir.)
İzin: “Can”, izin verme veya izin vermeme durumlarını iletmek için kullanılır.
Örneğin: (izin verilen durum): “You can borrow my book.”
(Kitabımı ödünç alabilirsin.)
Örneğin: (izin verilmeyen durum): “You can’t enter this area without proper identification.”
(Kimlik göstermeden bu bölgeye giremezsin.)
İstekler: “Can”, nazik isteklerde bulunmak veya bir şey istemek için kullanılır.
Örneğin: “Can you pass me the salt, please?”
(Bana tuzu verir misin, lütfen?)
💡 Belki yardımcı olabilir: İngilizce’de ‘Would’ kelimesi nasıl kullanılır?
“Can”ın Biçimleri
- Olumlu şekil: Özne + can + fiilin mastar hali.
- Örneğin: “They can swim.”
(Onlar yüzebilir.)
- Örneğin: “They can swim.”
- Olumsuz şekil: Özne + can’t (cannot) + fiilin mastar hali.
- Örneğin: “He cannot play the piano.”
(Piyano çalamaz.)
- Örneğin: “He cannot play the piano.”
- Soru şekli: Can + özne + fiilin mastar hali + ?
- Örneğin: “Can she sing?”
(O şarkı söyleyebilir mi?)
- Örneğin: “Can she sing?”
Unutulmaması Gereken Noktalar
- “Can”, şimdiki zaman için kullanılır; geçmiş zaman karşılığı “could” dur.
- Özne ne olursa olsun formu değişmez. Örneğin: “Ben yapabilirim, sen yapabilirsin, onlar yapabilir.”
- Daha resmi bağlamlarda istekler veya izinler için “may” veya “could” tercih edilebilir.
Cümlede kullanımı: Günlük hayatta nasıl kullanıldığına bir bakın.
I can play the guitar quite well. |
Oldukça iyi gitar çalabiliyorum. |
The shop can close early on Sundays. |
Mağaza pazar günleri erken kapanabilir. |
You can use my laptop if you need it. |
İhtiyacın olursa dizüstü bilgisayarımı kullanabilirsin. |
Can I have a glass of water, please? |
Bir bardak su alabilir miyim lütfen? |
I can’t speak French. |
Fransızca konuşamıyorum. |
It can’t be that difficult to solve. |
Bunu çözmek bu kadar zor olamaz. |
Can you swim? |
Yüzebilir misin? |
Can I go to the restroom, please? |
Tuvalete gidebilir miyim lütfen? |
Can it rain later today? |
Bugün ilerleyen saatlerde yağmur yağabilir mi? |
Daha fazla pratik yapmak için testler bölümünden alıştırmalar yapabilirsiniz.