Tell me about yourself nedir?
İngilizce’de tell me about yourself ne demek? İş mülakatlarından sosyal toplantılara kadar çeşitli ortamlarda sıkça sorulan bir sorudur. Bu, geçmişiniz, deneyiminiz ve ilgi alanlarınız hakkında kısa bir özet sunma fırsatı sağlar. İpuçlarımız ve örneklerimizle bu soruya etkili ve etkileyici bir şekilde nasıl cevap verileceğini öğrenin.
Peki, “tell me about yourself” ne demek? İngilizce’de birisi size “tell me about yourself” diye sorduğunda, genellikle kim olduğunuzu, ne iş yaptığınızı ve ilgilendiğiniz şeyleri kısaca anlatmanızı istiyorlar demektir. “Bana kendinden bahset.” anlamına gelen bu soruya cevap bulmak güçtür, çünkü diğer kişinin tam olarak ne istediğini anlamak zor olabilir. Genel olarak, bu soruya yanıt verirken, kariyerinizde elde ettiğiniz profesyonel arka planınızı ve ilgili deneyiminizi ya da başarılarınızı kısaca özetlemeniz iyi bir fikirdir. Ayrıca iş dışındaki hobilerinizi veya ilgi alanlarınızı da belirtmek isteyebilirsiniz, çünkü bu diğer kişinin sizi kişisel olarak da daha iyi tanımasına yardımcı olabilir. Bu soruya yanıt verirken, diğer kişinin sizi daha iyi tanımasına yardımcı olacak yeterli bilgi sağlamakla birlikte, fazla detayla karşı tarafı sıkmamaya özen göstermek önemlidir. Ayrıca hatırlamak isteriz ki, yanıtınızı daima duruma ve konuştuğunuz kişiye göre ayarlamalısınız.
💡 Belki yardımcı olabilir how are you doing? sorusuna Amerikalılar nasıl cevap verir?
Genel olarak, İngilizce’de birisi size “tell me about yourself?” diye sorduğunda, sizi daha iyi tanımak ve kişisel olarak daha fazla bilgi edinmek istiyorlardır. Arka planınız, deneyimleriniz ya da ilgi alanlarınızın kısa bir özetini geçmeniz yararlı olabilir. Cümlede kullanımı nasıldır?
PROFESYONEL
| Interviewer: “Hello, thank you for coming in for the interview. Could you please tell me a little bit about yourself?” |
| Görüşmeci: “Merhaba, mülakat için geldiğiniz için teşekkür ederim. Kendinizle ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?” |
| Candidate: “Sure, thank you for having me. My name is John and I’m originally from Los Angeles. I graduated from the University of California with a degree in Business Administration and have been working in sales for the past five years. In my current role, I’ve been able to exceed my sales targets consistently and was recently promoted to a team leader position. Outside of work, I enjoy hiking and playing guitar.” |
| Aday: “Tabii, davetiniz için teşekkür ederim. Benim adım John ve aslen Los Angeles’tan geliyorum. California Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi alanında lisans derecesi aldım ve son beş yıldır satış alanında çalışıyorum. Şu anda ki pozisyonumda, satış hedeflerimi sürekli olarak geçiyorum ve yakın zamanda takım lideri olarak terfi aldım. İş dışında, doğa yürüyüşleri yapmayı ve gitar çalmayı seviyorum.” |
| … |
GAYRİRESMİ
| “Hey, it’s been a while since we caught up. How have you been?” |
| “Hey, görüşemediğimizden beri epey zaman geçti. Nasıl gidiyordu?” |
| -I’ve been good, thanks for asking. How about you? |
| -İyiyim, sorduğun için teşekkür ederim. Sen nasılsın? |
| “Can’t complain. So, tell me about yourself. What have you been up to lately?” |
| “Şikayetim yok. Kendinden bahset. Son zamanlarda ne yapıyorsun?” |
| -“Well, I’ve been busy with work but I’ve also been trying to get into photography. I bought a new camera a few months ago and have been practicing taking photos whenever I have free time. I’ve also been getting back into playing basketball and have joined a league in my area.” |
| -İşle meşgulüm ama aynı zamanda fotoğrafçılıkla ilgilenmeye çalışıyorum. Birkaç ay önce yeni bir kamera aldım ve boş zamanlarımda fotoğraf çekmeyi öğreniyorum. Ayrıca basketbola geri döndüm ve bölgedeki bir lige katıldım.” |
| … |
